Okudum: Hayvan Çiftliği
Sayfa Sayısı: 160
Baskı Yılı: 2016
Dili: Türkçe
Yayınevi: Can Yayınları
İngiliz yazar George Orwell, ülkemizde daha çok Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı kitabıyla tanınır. Hayvan Çiftliği, onun çağdaş klasikler arasına girmiş bir diğer çok ünlü eseridir. 1940’lardaki “reel sosyalizm”in eleştirisi olan bu roman, dünya edebiyatında yergi türünün başyapıtlarından biri olarak kabul edilir.
Hayvan Çiftliği’nin başkişileri hayvanlardır. Bir çiftlikte yaşayan hayvanlar, kendilerini sömüren insanlara başkaldırıp çiftliğin yönetimini ele geçirir. Amaçları daha eşitlikçi bir topluluk oluşturmaktır. Aralarında en akıllı olan domuzlar, kısa sürede önder bir takım oluşturur; ama devrimi de yine onlar yolundan saptırır. Ne yazık ki insanlardan daha baskıcı, daha acımasız bir diktatörlük kurulmuştur artık. George Orwell, bu romanında tarihsel bir gerçeği eleştirmektedir. Romandaki önder domuzun, düpedüz Stalin’i simgelediği açıktır. Diğer kahramanlar gerçek kişileri çağrıştırmasalar da, bir diktatörlük ortamında olabilecek kişilerdir.
Altbaşlığı Bir Peri Masalı olan Hayvan Çiftliği, bir masal anlatımıyla yazılmıştır; ama küçükleri eğlendirecek bir peri masalı değil, çarpıcı bir politik taşlamadır.
(Tanıtım Bülteninden)
Yakın zamanda okumuş olduğum George Orwell‘in Hayvan Çiftliği romanında sanki çiftlikte bulunanlardan biriymişim gibi hissettim. Bir solukta okuduğum kitaplardan ve tavsiye ettiğim bir eser. Çevirmende güzel bir iş başarmış okuduğum romanı orjinal dilinden çevirisini yapan Celal Üster‘in çevirdiği versiyonundan okumanızı tavsiye ederim.
1945 yılında ilk basımı yapılan bu eser, sanki günümüz yıllarında yazılmışcasına güncelliğini kuruması beni oldukça şaşırttı. Aradan geçen bunca yıla rağmen bir nebze bile koşulların değişmeden devam etmesi iki ayaklıların ne kadar tehlikeli bir canlı türü olduğuna birkez daha şahit olmama sebep oldu.
Bir solukta okuyacağınız fabl tarzında yazılan bu romanı en kısa zamanda temin edip okumanızı ve okutmanızı tavsiye ederim.